18 Kasım 2011 Cuma

Luxemburg'dan devam...

Sabah Zuzu nun hazırladığı nefis kahvaltı ve sohbet...



Sonrasında civarı keşif..Ormanda yürüyüş, Allah'ım yeşilin fışkırdığı fışkırdığı bir yer burası...
Geocaching mutluluğu..
Mutlu çift....


9 Ekim 2011 Pazar

Luxemburg'dayım....

Evet aslında niyetim 2011 deki etkinlikleri yazıp sonra devam etmekti ama online yaşamı aktarma moduna girdim blogdan, 2011'in eskilerine bilahare deöneceğim.

Şu an Luxemburg’dayım...

Çooookkk sevdiğim İstanbul’dan eski iş arkadaşımın yanında.... Salı günü gideceğim Frankfurt Kitap Fuarı’na istinaden 2 günlük bir kaçamak yaptım buraya Zuzu mu görmek için... Aşağıdaki resimler uçak ve Frankfurt-Luxemburg arasında ki tren yolculuğumdan manzaralar...








İyiki de yapmışım... Çoooookkk iyi geldi onu görmek.... Tüm akşam boyu sohbet, şarap eşliğinde dertleşme... İyi ki buradayım, özlemişim.....

Sevgili Arzu ve Wim şampanya patlattılar gelişim şerefine... Geceye enfes br şampanya ile başladık...


Sonrasında şehir merkezinde bir İtalyan restaurantına gittik.. Yediğimiz herşey çok leziz idi, gece boyu yıllardan sonra birlikte olmanın keyfi ile sinirleri alınmış ve gevşemiş bir şekilde şarabın ve sohbetin keyfine vardık..





Hızımızı alamadık, evde koyu sohbete devam, saat 14.00 e kadar... Ne çok özlemişim....

6 Ekim 2011 Perşembe

2010 yılbaşı...

Eveeeet, yılı kapıyoruz böylece....

2010 yılbaşı gecesi, çok sevdiğimiz kankalarımız geldi İstanbul'dan...





2010 Kurban Bayramı

Mersin'den 3 hafta sonra da Side ye gitmişiz komşularımızla... Çoookk eğlenceli bir tatildi bu da...















5 Ekim 2011 Çarşamba

29 Ekim 2010 Kankalarla Mersin 'de....

Sabit diski karıştrmaya devam ediyoruuumm, başka ne yapmışız geçen sene, 29 Ekim de kankalarla Mersin de buluşmuşuz, kebap rakı keyfi yapmışız, sahilde bezmişiz....








Sarı böceğim....



Kara böceğim....

Berlin

Geçen sene Eylül de Berlin'e sevgili Fahru'nun yanına 4 günlük bir kaçamak yaptım...Berlin tezatlar şehri geldi bana, gerçekten kapitalizm ve komünizmi aynı anda hala hissedebiliyorsunz. Yürümesi çok ama çok keyifli bir şehir....

Beni en çok etkileyen yerlerden biri Yahudi Müzesi oldu. Helal olsun, yapılan her tür zulümü net bir şekilde ifade etmişler. Resimler, anı defterleri herşey çok net... Beni en etkileyen kısım aşağıdaki oda oldu... Odaya giriyorsunuz, yerde binlerce döküm metalden yapılmış mutsuz insan yüzüyle dolu... Oda buzzz gibi ve ağır metal koyuyor, ürperdim ve gözlerim doldu....




Aşağıdaki alanda yine Yahudilere yönelik yapılmış, bir açık hava labirenti... İçine girip çaresizlik içinde dolanıyorsunuz çıkış yolu bulmak için...



Çok ilginç, şehrin her tarafında yahudilerle ilgili objelere rastlıyorsunuz. Aşağıdaki boş oda şunu ifade ediyor; naziler yahudilerle ilgili binlerce kitabı ve kütüphaneleri yakmış... Bu boş oda boş rafları olan bir kütüphane....


Check Point Charlie malum Berlin'in en popüler yerlerinden.. 1961 senesinden 1990 senesine kadar üçüncü ittifak geçiş noktası olarak kullanılan geçiş kapısı burası. Bu geçiş kapısı sadece müttefik askerleri, büyükelçiler, bu kişilerin aileleri, yabancılar, Federal Almanya'nın Demokratik Almanya'daki temsilcileri ve çalışanları ve Demokratik Alman üst düzey yöneticileri tarafından kullanılabiliyordu.Bugün ise turistik bir alan halinde, halen bir amerikan subayı dikilmiş turistlerle hatura fotoğrafı çektiriyor.. Üstelik parayla :-))



Aşağıdaki 2 resim de Brandenburg Geçidinden.. Soğuk savaş zamanında sınır noktalarından biri olan Brandenburg kapısı, şimdi Berlin’in sembollerinden biri haline gelmiş. Şehrin bölünmesinin ve yeniden birleşmesinin bir sembolüdür.




Aşağıdaki araç da Almanya'nın meşhur sightsee aracı...Bir yandan pedal çeviriyorsunuz, bir yandan fıçı bira çekiyorsunuz. Çok eğlenceli bir şey..




Geçen sene binmek nasip olmadı ama galiba haftaya yapacağım Frankfurt kitap fuarında bu eğlenceli araca binebileceğim. İş arkadaşlarmızla karar aldık, bunla bir sight see yapacağız, hoş beni bira bozar, rakı açar ama ne yapalım, idare edicez...

2010 yaz tatili

yok yok yok...

2010 tatil resimlerim bi şekilde yok, sadece bir kaç foto bulabildim, halbuki çooookk keyifli bir tatildi...

Şöyle ki, son 10 yılımızı Ege ye adadık, çoğunu da Bodrum'a... Arada Fethiye, Marmaris kıyılarını didik didik gezdik. Geçen sene dedik ki; hadi yllardır Antalya'yı boşladık, bu tarafa kaçalım....

Başlangıç yeri Side olsun dedik, çünkü sevgili dayımlar orada yaşıyor, 2 günü onların evinde geçirdik....

Dayım keyif adamıdır, sıkı yer, içer ve akordiyon çalar. Kendi gibi içecek adamı (Eray'ı kast ediyoum) buldu ya yılar sonra, keyfine diyecek yok idi... Yengemin nefis yemekleri ile balkonda rakı ohhh...


Ve Side'den bir kaç hatıra resim daha....



Bu arada Deniz'e ait çok komik bir anı Side ile ilgili... Şimdi; Deniz yılarca Ege ve Bodrum da yüzdüğü için dalgalı deniz ne demek bilmiyordu. Malum Side dalgalı bir deniz... Abartmıyorum sabah girdi akşam çktı sudan... Gece yattığında, "anne denizde dalgalarla boğuşuyorum, sarhoş gibiyim" diyordu yattığı yerde, komik kızım benim....

Bu arada yüzmeyi bilmesine ve 10 yaşında olmasına rağmen biz tedbiri elden bırakmadık, tüm gün dalgalarla boğuşmakla inat eden Deniz'e hayatında ilk defa simit aldık ve bu şekilde yüzmesine izin verdik...




Side'den sonra rota Kaş idi... Kaş; Eray'ın yıllarca GS de iken yat turizmi yaptığı yer, çok özlemiş...Burada bir butik otel seçtik...

Çukurbağ'da Çok da keyif aldık...

Biz artık (artık değil, yıllardır aslında) tatil köyünden hoşlanmıyoruz karı koca, küçük otel olsun, sessiz osun, her şeyden önemlisi denizi iyi olsun, mümkünse yemekleri de iyi olsun.... Burası tam öyleydi, akşamları minimum miktarda açık büfe ama hepsi çoook ama çook lezzetli.... Hele bir akşam adam başı 2 lüfer yedik ki, akıllara zarar...

Dedim ya şansızlık, resimleri bulamadım, bir tek Deniz'in resmini buldum, otelin önünden denize girdiğimiz yer, malum Kaş'da plaj yok....



Bunun yanında Kaş ile ilgili hiç unutamayacağım bir yer, Kaputaj Plajı....O mav, o derinlik, o deniz... Şimdi içinde olmak vardı....




Kaputaj plajı, aynı gün içinde Kalkan ve kalamar keyfi...

Dönüş yolunda Adrasan keyfi... Mavilik ve sessizlik...

Hatırladıklarım bunlar... Resim de yok, oooofff, yılın en önemli aktivasyonunun resimleri yok oldu mu şimdi yaw??